Endoskopi

Latince endo (iç/içeri) ve scope (görme) kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş “içeriyi gören” anlamına gelen endoskop, 1806’da Bozzini’nin çalışmaları ile ilk halini almıştır. Segalas ve Grünfeld’in çalışmalarını takiben 1879’da Nitze, bugünkü endoskop sistemlerine çok benzeyen ve günümüz modern endoskopi sistemlerinin atası olarak kabul edilen platin ampüllü Kystoskop’unu (sistoskop – idrar kesesi endoskopunu) ortaya koymuştur (R.Wolf Medical Co., 28.02.2003).
Geçmiş yıllarda gerek maliyeti gerekse malzemelerin teminindeki zorluklar nedeniyle sadece büyük hastane ve sağlık merkezlerinde kullanımı mümkün olan endoskopik sistemler pratik uygulamalarda artık yaygın olarak kullanılmaktadır (Shumway ve Broussard, 2003). Günümüzde veteriner hekimlik alanında birçok görüntüleme ve girişimsel işlemlere olanak sağlayan endoskop, temelde görüntülenecek bölgeyi aydınlatan bir ışık kaynağı, bölgeden görüntüyü alan görüntü aktarım sistemi (fiber optik veya rod lens), optik görüntü gözlem birimi (oküler), yardımcı aletlerin kullanılması için bir kanal ve bütün bunları bir arada tutarak girişimsel işlemlere olanak sağlayan
bir teleskoptan oluşmaktadır. Kullanım alanı ve amacına göre çeşitli ek donanımlar da içerebilen endoskopi sistemleri ile tüm vücut boşlukları ve boşluklu organların lumenleri kolaylıkla izlenebilmektedir (Moore, 2003).

İstanbul Veteriner kliniği bünyesinde rijid ve flexibl endoskopi ve endovizyon sistemleri sayesinde rhinoskopi, gastroskopi, kolonoskopi, laparoskopi, atroskopi işlemleri uzman kadro tarafından gerçekleştirilmektedir. Mide ve barsakların kanser hastalığının erken teşhisi ancak endoskopi sayesinde olabilmektedir. Endoskopi sırasında tespit edilen başlangıç halindeki kanser, yine endoskopi işlemi ile ameliyat gerektirmeden alınabilmektedir.